Kimler Kamet Getiremez? Bilimsel Merakla Dinin İncelikleri Bir gün camide ezanla kamet arasındaki o kısa ama derin sessizlikte düşündüm: “Kamet getirmek neden bu kadar önemli ve acaba herkes getirebilir mi?” Bu sorunun peşine düşerken hem dinî hem de bilimsel bir merakla araştırmaya başladım. Çünkü bir inanç pratiğini anlamak, sadece ritüelin kendisini değil, insanın biyolojik, psikolojik ve toplumsal yönlerini de anlamayı gerektiriyor. Kamet Nedir? Kısa Bir Hatırlatma Kamet, namazın hemen öncesinde getirilen, cemaate namazın başlayacağını haber veren kısa bir çağrıdır. Ezan genel bir davet niteliği taşırken, kamet “şimdi başlıyoruz” anlamını taşır. İslam kültüründe bu uygulama, düzen, disiplin ve topluluk bilincinin bir…
8 YorumKısa ve Öz Yazılar
Bir Gün Bitişik mi Ayrı mı? – Tarihin İçinde Zamanın Yazılışı Üzerine Bir Yolculuk Bir tarihçi olarak, kelimelerin kökeninde bir milletin ruhunu ararım. Çünkü her sözcük, bir dönemin düşünce biçimini, bir çağın nabzını taşır. “Bir gün” ifadesi, yalnızca dilbilgisel bir merak konusu değildir; insanın zamanla kurduğu ilişkinin bir yansımasıdır. Bir gün bitişik mi, ayrı mı yazılır? sorusu, aslında “zamanı nasıl algılıyoruz?” sorusuyla da iç içedir. Bu yazıda, tarihin tozlu sayfalarından bugünün diline uzanan bir köprü kurarak, “bir gün”ün anlam katmanlarını tarihsel bir mercekten inceleyeceğiz. Dil, Tarih ve Zaman: Kelimelerin Değişen Manası Tarih boyunca insan, zamanı anlamlandırma çabası içinde olmuştur. Eski…
Yorum BırakBİM İsrail’in Mi? Bir Antropolojik Bakış Açısıyla Değerlendirme Kültürlerin çeşitliliği, farklı toplulukların yaşam biçimleri ve günlük ritüelleri her zaman ilgimi çekmiştir. Her toplum, kendine özgü değerler, semboller ve alışkanlıklarla şekillenir. İnsanlar, toplumsal yapılarında anlam ve kimlik oluştururken, bu ritüeller ve pratikler, onların dünyayı nasıl algıladıklarını ve birbirleriyle nasıl ilişki kurduklarını gösterir. Bugün, modern dünyanın hızlı alışveriş ritüellerinden birini, Migros’un “hemen kapıda nakit ödeme” uygulamasını antropolojik bir bakış açısıyla inceleyeceğiz. Hızla değişen tüketim alışkanlıklarımızda, nakit ödemenin hala nasıl bir anlam taşıdığını ve toplumsal yapılarımızda nasıl bir yer edindiğini sorgulayacağız. Modern Tüketim Ritüelleri ve Toplumun Kimlik İnşası Tüketim, bir toplumun değerlerini ve…
Yorum BırakAndroid Güncellemeler Nerede? Dijital Zamanın Felsefi Yankısı Güncelleme Bekleyişinin Felsefi Başlangıcı Android güncellemeleri… sadece telefonlarımızın değil, aslında zihnimizin de bir aynası. Filozof gözüyle bakıldığında, bu güncellemelerin sadece yazılımsal bir yenilik değil, insanın ilerleme arzusunun dijital bir yansıması olduğunu söyleyebiliriz. Her “sistem güncelleniyor” ifadesi, bir anlamda “ben de değişiyorum” diyen modern bireyin iç sesi gibidir. Peki ya sorulması gereken şu değil midir? Android güncellemeler nerede? — yani değişim nerede, yenilik nerede, biz bu sürecin neresindeyiz? Etik Açıdan: Güncellemenin Sorumluluğu Etik, bireyin ve toplumun eylemlerini sorgular. Bu bağlamda, teknolojik güncellemeler de etik bir tartışma alanı yaratır. Android sistemine gelen her güncelleme, kullanıcıyı…
Yorum Bırakİşlevselcilik Neyi Savunur? Toplumsal Düzenin Sessiz Mimarisi Üzerine Bir Siyasal Analiz Bir siyaset bilimci olarak güç ilişkilerini incelerken hep aynı soruya dönüyorum: Toplumsal düzen nasıl mümkün olur? İnsanlar, çıkarları çatışmasına rağmen neden bir arada yaşamaya devam eder? İşte bu sorular, bizi siyaset biliminin derin damarlarından biri olan işlevselcilik kuramına götürür. İşlevselcilik, toplumu karmaşık bir organizma gibi görür; her kurum, her değer, her norm bu organizmanın bir parçası olarak bir “işlev” yerine getirir. Devlet, aile, eğitim, hukuk, hatta ideoloji bile bu sistemin devamlılığını sağlar. Ancak bu devamlılık her zaman adil midir, yoksa yalnızca istikrarın maskesi midir? İşlevselciliğin Temel Varsayımı: Düzen Kaostan…
8 Yorum“Kanedyen Değneği Nasıl Kullanılır?” Sadece Bir Yürüme Aracı Değil, Bir Eşitlik Meselesi İtirafla başlayalım: Çoğumuz için kanedyen değneği bir sağlık aracıdır; bir ameliyat sonrası yardım, geçici bir destek. Oysa bu basit görünen nesne, toplumsal cinsiyet eşitliğinden sosyal adalete kadar birçok derin meseleyi görünür kılan güçlü bir simgedir. “Nasıl kullanılır?” sorusu, yalnızca bedensel bir pratik değil; aynı zamanda toplumun empati kapasitesini, kapsayıcılığını ve dayanışmasını da ölçen bir aynadır. Kanedyen değneği: Yalnızca tıbbi değil, sosyal bir araç Kanedyen değnek, alt beden desteğine ihtiyaç duyan bireylerin hareket kabiliyetini artıran ve denge sağlayan bir yürüme yardımcısıdır. Ameliyat sonrası iyileşme sürecinde, doğuştan gelen hareket kısıtlılıklarında…
6 Yorumİyi Bir İngilizce Ne Kadar Sürede Öğrenilir? İngilizce öğrenme süresi, kişisel hedefler, başlangıç seviyesi, öğrenme yöntemi ve günlük çalışma süresi gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Ancak genel bir kılavuz olarak, aşağıdaki tahminler sunulabilir: Başlangıç Seviyesi (A1) – Temel İletişim Bu aşamada, günlük yaşamda temel ifadeleri kullanabilme yeteneği kazanılır. Ortalama olarak, 100-150 saatlik bir çalışma ile bu seviyeye ulaşılabilir. Orta Seviye (B1) – Günlük Konuşmalar Kişiler, tanıdık konularda daha rahat iletişim kurabilirler. Bu seviyeye ulaşmak için yaklaşık 300-600 saatlik bir çalışma önerilir. İleri Seviye (B2) – Akıcı İletişim Kişiler, daha karmaşık konularda etkili iletişim kurabilirler. Bu seviyeye ulaşmak için 600-750…
8 YorumZamanın Ritüeli: “İvedilikle Rica Ederim” Ne Demek? Kültürlerin ritimlerini, insanların sözcüklerle kurduğu gizli bağları çözümlemeyi seven bir antropolog olarak, bazen tek bir ifadenin bütün bir toplumun zaman anlayışını yansıttığını fark ederim. “İvedilikle rica ederim” ifadesi de bu türden bir semboldür. Gündelik yaşamda resmi bir yazışmada, bir e-postada ya da devlet dairesinde sıkça duyduğumuz bu cümle, ilk bakışta sadece bir hız talebi gibi görünür. Ancak daha derin bir bakışla, “ivedilik” kavramı, bir toplumun zaman, otorite ve ilişkisel hiyerarşiyle kurduğu kültürel ilişkiyi ortaya çıkarır. — Dilin Ritüelleri: “İvedilik” Bir Zaman Emri mi, Kültürel Bir Kod mu? Antropoloji bize şunu öğretir: hiçbir kelime…
8 YorumBazı kimyasal maddeler vardır ki, sanki hayatın kendisi gibidir: biraz ısıtınca tüm karakteri ortaya çıkar! Bugün, laboratuvardaki sakin bir kimyasalı alıyoruz ve onu sıcak bir ilişki testine sokuyoruz: Kalsiyum klorür! Hazırsanız, “ısıtıldığında ne olur?” sorusunu sadece bilimsel değil, biraz da insani, biraz da mizahi bir şekilde ele alalım. Çünkü hepimiz biraz ısınınca değişiyoruz, değil mi? Kalsiyum Klorür Isıtıldığında Ne Olur? Kalsiyum klorür (CaCl₂), aslında oldukça sabırlı bir bileşiktir. Su çekme özelliğiyle tanınır — yani havadaki nemi emerek ortalığı kuru tutar. Ama işin içine ısı girdi mi, işler biraz karışır. Isıtıldığında, kalsiyum klorür önce suyunu kaybetmeye başlar. Özellikle hidratlı (yani su…
Yorum BırakGravür Kalemi Ne İşe Yarar? Kültürlerin İzlerini Taşıyan Sessiz Bir Araç Bir Antropoloğun Merakı: Kültürün Kazındığı Yerler Bir antropolog olarak, insanın dünyayı anlamlandırma biçimlerine her zaman hayran kalmışımdır. Her toplum, kendine özgü ritüelleriyle, sembolleriyle ve sanat anlayışıyla yaşadığı çağa bir iz bırakır. Bu izlerin çoğu, sözle değil; taşta, metallerde, tahtalarda kazılıdır. İşte tam bu noktada gravür kalemi, yalnızca bir araç değil, kültürün görünmeyen hikâyesini yazan bir antropolojik kalem haline gelir. “Gravür kalemi ne işe yarar?” sorusu, yüzeyde basit bir teknik açıklama gibi görünse de, aslında insanlığın sembol yaratma, kimlik inşa etme ve anlam kazıma serüvenini de içinde taşır. Çünkü her…
Yorum Bırak