Kâbe’ye Giden Kişiye Ne Denir? Felsefi Bir Yolculuğun İzinde Bir filozof için yolculuk her zaman bir dış mekân hareketi değildir; bazen ruhun kendi içine dönmesi, bazen de anlamın evrende yankılanan bir izini sürmesidir. Kâbe’ye giden kişi – yani “hac” yapan insan – bu anlamda yalnızca bir seyahat eden değil, aynı zamanda varoluşsal bir anlam arayışına çıkan bir yolcudur. Fakat bu basit sorunun, “Kâbe’ye giden kişiye ne denir?” sorusunun ardında, insanın bilgiyle, etikle ve varlıkla kurduğu derin ilişki saklıdır. Bu yazı, işte bu felsefi üçlemenin – etik, epistemoloji ve ontoloji – ışığında bir düşünsel yolculuğa çıkıyor. Etik Perspektif: Niyetin Saflığı Üzerine…
Yorum BırakYazar: admin
Hızma Çok Acıtır mı? Felsefi Bir İnceleme Giriş: Bir Filozofun Bakışıyla Ağrı ve Zihnin İlişkisi Felsefe, bazen görünüşte basit gibi duran sorulara derinlemesine bakarak, insan deneyiminin temel yapılarını keşfetmeyi amaçlar. “Hızma çok acıtır mı?” sorusu, fiziksel bir acıyı sorgulamanın ötesinde, bireysel deneyimlerin, toplumsal normların ve hatta varoluşun derinliklerine işaret eden bir sorgulamadır. Bir filozofun bakış açısıyla, bu soruya verilecek cevap sadece acının kendisini değil, acının anlamını, insanın onu algılayış biçimini ve toplumsal olarak nasıl yapılandırıldığını da irdelemeyi gerektirir. Fiziksel acı, yalnızca sinirlerin uyarılması sonucu ortaya çıkan bir his olmanın ötesinde, bireyin etik, epistemolojik ve ontolojik bir düzlemde nasıl anlamlandırdığına dair…
Yorum BırakHF Asit Mi, Baz Mı? Bir Siyaset Bilimi Perspektifi Güç İlişkileri, Toplumsal Düzen ve Kimyanın Siyasi Yansıması Siyaset bilimi, toplumsal düzeni, iktidar ilişkilerini, kurumları ve ideolojileri analiz etmenin yanı sıra, bazen beklenmedik alanlarda da derinlemesine bir inceleme yapmayı gerektirir. Bugün, kimya biliminin temel sorularından biri olan “HF asit mi baz mı?” sorusuyla siyaseti harmanlamaya çalışacağız. İlk bakışta bu sorunun kimya ile ilgili olduğu düşünülebilir. Ancak, derinlemesine bir bakış açısıyla, asidik ve bazik özelliklerin iktidar, güç ve toplumsal etkileşimle nasıl benzerlikler taşıdığı üzerinde durmak faydalı olacaktır. HF asit ve baz olma durumu, tıpkı toplumdaki güç dinamiklerine benzer bir karşıtlık içerir. İktidarın…
Yorum BırakHEZL Ne Demek Osmanlıca? Psikolojik Bir Mercekten İnceleme İnsan davranışlarını anlamak ve çözümlemek, psikologların en büyük çabalarından biridir. İnsanlar çevrelerinden, ilişkilerinden ve toplumsal yapılarından etkilendikçe, onların içsel dünyaları şekillenir. Bu şekilleniş, bireysel düşüncelerimizden, duygularımıza ve hatta dilimize kadar her şeyde kendini gösterir. Dil, sadece iletişim aracı olmanın ötesinde, bir toplumun düşünsel ve duygusal yapısının bir yansımasıdır. Peki, geçmişten gelen kelimeler ve ifadeler, insan psikolojisini nasıl şekillendiriyor? “HEZL” kelimesi, Osmanlıca’dan günümüze kadar uzanan bir kavram olarak karşımıza çıkar ve bu kelimenin psikolojik analizini yapmak, bize dilin ve anlamların insan psikolojisindeki derin etkilerini göstermektedir. HEZL: Osmanlıca’dan Günümüze HEZL, Osmanlıca’da genellikle “şaka” veya…
Yorum BırakTürk Telekom Hattı Her Yerde Çekiyor mu? Gerçek Verilerle Desteklenen Bir Yolculuk Bir yolculuğa çıkarken en çok neye dikkat edersiniz? Bavulunuz, biletiniz, rotanız… Peki ya telefon sinyali? Günümüzde bağlantıda kalmak neredeyse su içmek kadar temel bir ihtiyaç hâline geldi. İş seyahatinde bir e-posta göndermek, dağ başında konum paylaşmak ya da köydeki annenizi görüntülü aramak… Tüm bunlar güçlü bir mobil altyapının varlığına bağlı. Türkiye’nin köklü operatörlerinden biri olan Türk Telekom da bu ihtiyaca cevap vermeyi hedefliyor. Ancak soru şu: Türk Telekom hattı gerçekten her yerde çekiyor mu? Bu sorunun yanıtını hem verilerle hem de gerçek hayat hikâyeleriyle birlikte inceleyelim. Türkiye’nin Mobil…
Yorum BırakFelsefenin Penceresinden “Gizem” İsmi Üzerine Bir Düşünce Denemesi Bir Filozofun İlk Sorusu: Gizem Nedir? Felsefi bir bakışla başlamak gerekirse, “Gizem” sözcüğü bir ismin ötesindedir; o, insan aklının kavrayamadığı ama sezgisel olarak varlığını hissettiği alanın sembolüdür. Gizem, bilinmeyenle bilinenin kesiştiği noktada doğar. Filozof için gizem, hem bir sınırdır hem de o sınırın ötesine geçme arzusudur. Her ismin bir anlamı, bir çağrışımı vardır; fakat “Gizem”, bizzat anlamın kendisini sorgulatır. İnsanın “bilme” isteğini kışkırtan bu isim, epistemolojik bir çağrıdır: “Bilmek istiyorsan, önce bilmenin sınırlarını fark et.” Etik Perspektiften Gizem: İyiliğin Perdesi Etik açıdan bakıldığında, Gizem ismi insanın iç dünyasındaki ahlaki karanlıkla aydınlığın dansını…
8 YorumKimler Kamet Getiremez? Bilimsel Merakla Dinin İncelikleri Bir gün camide ezanla kamet arasındaki o kısa ama derin sessizlikte düşündüm: “Kamet getirmek neden bu kadar önemli ve acaba herkes getirebilir mi?” Bu sorunun peşine düşerken hem dinî hem de bilimsel bir merakla araştırmaya başladım. Çünkü bir inanç pratiğini anlamak, sadece ritüelin kendisini değil, insanın biyolojik, psikolojik ve toplumsal yönlerini de anlamayı gerektiriyor. Kamet Nedir? Kısa Bir Hatırlatma Kamet, namazın hemen öncesinde getirilen, cemaate namazın başlayacağını haber veren kısa bir çağrıdır. Ezan genel bir davet niteliği taşırken, kamet “şimdi başlıyoruz” anlamını taşır. İslam kültüründe bu uygulama, düzen, disiplin ve topluluk bilincinin bir…
8 YorumBir Gün Bitişik mi Ayrı mı? – Tarihin İçinde Zamanın Yazılışı Üzerine Bir Yolculuk Bir tarihçi olarak, kelimelerin kökeninde bir milletin ruhunu ararım. Çünkü her sözcük, bir dönemin düşünce biçimini, bir çağın nabzını taşır. “Bir gün” ifadesi, yalnızca dilbilgisel bir merak konusu değildir; insanın zamanla kurduğu ilişkinin bir yansımasıdır. Bir gün bitişik mi, ayrı mı yazılır? sorusu, aslında “zamanı nasıl algılıyoruz?” sorusuyla da iç içedir. Bu yazıda, tarihin tozlu sayfalarından bugünün diline uzanan bir köprü kurarak, “bir gün”ün anlam katmanlarını tarihsel bir mercekten inceleyeceğiz. Dil, Tarih ve Zaman: Kelimelerin Değişen Manası Tarih boyunca insan, zamanı anlamlandırma çabası içinde olmuştur. Eski…
Yorum BırakBİM İsrail’in Mi? Bir Antropolojik Bakış Açısıyla Değerlendirme Kültürlerin çeşitliliği, farklı toplulukların yaşam biçimleri ve günlük ritüelleri her zaman ilgimi çekmiştir. Her toplum, kendine özgü değerler, semboller ve alışkanlıklarla şekillenir. İnsanlar, toplumsal yapılarında anlam ve kimlik oluştururken, bu ritüeller ve pratikler, onların dünyayı nasıl algıladıklarını ve birbirleriyle nasıl ilişki kurduklarını gösterir. Bugün, modern dünyanın hızlı alışveriş ritüellerinden birini, Migros’un “hemen kapıda nakit ödeme” uygulamasını antropolojik bir bakış açısıyla inceleyeceğiz. Hızla değişen tüketim alışkanlıklarımızda, nakit ödemenin hala nasıl bir anlam taşıdığını ve toplumsal yapılarımızda nasıl bir yer edindiğini sorgulayacağız. Modern Tüketim Ritüelleri ve Toplumun Kimlik İnşası Tüketim, bir toplumun değerlerini ve…
Yorum BırakAndroid Güncellemeler Nerede? Dijital Zamanın Felsefi Yankısı Güncelleme Bekleyişinin Felsefi Başlangıcı Android güncellemeleri… sadece telefonlarımızın değil, aslında zihnimizin de bir aynası. Filozof gözüyle bakıldığında, bu güncellemelerin sadece yazılımsal bir yenilik değil, insanın ilerleme arzusunun dijital bir yansıması olduğunu söyleyebiliriz. Her “sistem güncelleniyor” ifadesi, bir anlamda “ben de değişiyorum” diyen modern bireyin iç sesi gibidir. Peki ya sorulması gereken şu değil midir? Android güncellemeler nerede? — yani değişim nerede, yenilik nerede, biz bu sürecin neresindeyiz? Etik Açıdan: Güncellemenin Sorumluluğu Etik, bireyin ve toplumun eylemlerini sorgular. Bu bağlamda, teknolojik güncellemeler de etik bir tartışma alanı yaratır. Android sistemine gelen her güncelleme, kullanıcıyı…
Yorum Bırak